01 Temmuz 2025, 19:26:19
|
İletileri Göster
|
Sayfa: [1]
|
3
|
Kültür / Sanat / Tarih / İçimizdeki Şairler / Gambiyetli'ye Yani Sevgilime İthafen (: -Sen Bilmezsin-
|
: 25 Aralık 2009, 22:51:37
|
SEN BİLMEZSİN
Cesurluğumun zirvesinde bir aşk. Sen bilmezsin sevgilim. Seni tanımadan önceleri, Boş bir kuyunun içinde tükürüğümde yüzerdim. Sevmeyi bilmezdim ben. Dokunmak, öpmek, sarılmak sanardım sevgiyi. Beni birazcık sevsin diye öperdim kadını. Piç diyorlardı bana sevgilim. Anıl serseri diyorlardı. Ben. Ben büyüdüm sevgilim. Dokunamadığım ellerinde büyüdüm. Öpemediğim dudaklarında, şehvetinin kollarına düştüm.
Sen bilmezsin sevgilim. Yağmur altında sırılsıklam yürürken gece yarısı, Sol elimi yumruk yapıp, Avcumun içinde ki ellerini korudum yağmurdan. Neyin nesi bir heyecanla sokağın köhnesinde, Şehvetle seferber, yağmurla öpüştüm. Dudaklarımı ısırıyordu bir yandan gözyaşlarımın tuzu. Dişlerim batıyordu dudaklarıma. Dişlerim dudaklarımı kanatıyordu, Tırnaklarım avuçlarımı. Sen bilmezsin sevgilim. Yağmur ıslatıyordu bedenimi. Ellerimi yağmur tutuyordu. Dudaklarımı yağmur temizliyordu.
Sen bilmezsin sevgilim. Sokağında voltâlar attım geceyarıları. Belki de karşı komşunun apartmanına oturup sigara yaktım hep. Belki sokağı şaşırıp, köpeklere bile maskara oldum. Sen bilmezsin sevgilim. Ben senin peşine çok madara oldum. Karga pisledi üstüme kaç kez. Başımı doğrultup küfür bile etmedim.
Sen bilmezsin sevgilim. Yedi gün, 24 saat ara vermeden nefesle aldım seni. Nefesimi geri verirken, Yeniden sana hazırladım bedenimi. Yarı ölüm derler ya uykuya, Uyurken bile ölmedim. Sol omzumda sana yerini hazırlayıp, Başımı sana devirdim yastığımda. Sen uyudun, Seni takip etti gözlerim...
Sen bilmezsin sevgilim. Ben seni bilmediğim bir kentin, Bilmediğim bir sokağında, Bilmediğim bir sokak lambası altında sevdim. Ben seni kuşlara sormadım. Ya da martılara. Martılara küstüm zaten. Seni daha çok sevdiğimi görünce terkettiler. Hemen su koyuverdiler. Oysa o kadar da sözleşmiştim Haydarpaşa İskelesinde.
Sen bilmezsin sevgilim. Her doğan güneş senden geliyor, Her batan güneş sana geliyor. Ve ben her gece, Ay Dede'yle birlik olup Doğacak güneşle seninde gelmeni bekliyorum. Sen bilmezsin sevgilim. Geceleri soğuk oluyor Haydarpaşa...
Sen bilmezsin sevgilim. Aslında nasıl yanıp tutuşuyorum sensizken. Nasıl içim içimi yiyor sensizken. Gözlerimde ki uykusuzluğu bilmezsin sevgilim. Artık uyumuyorum geceleri. Gündüzleri de kahvaltı yapıp dışarı çıkıyorum. Senin anlayacağın; Senin olmadığın uykuya lanet ediyorum. Yanıma geliyorsun bazen. Yatağa uzanıp beni ateşe çağırıyorsun. Biliyorum, biraz uyumam için yapıyorsun. Kırmıyorum seni. Doya doya sarılıyorum 2 saat. Sonra uyanıp seni yolcu ediyorum. Sen bilmezsin sevgilim. Sen giderken ben çok ağlıyorum...
Sen bilmezsin sevgilim, Ben bu satırları neden yazıyorum. Bana hiçbir şey sorma sevgilim. Senin olmadığın hiçbir şeyi sevmiyorum...
Anıl Şimşek 05.12.2009 03:57
|
|
|
4
|
Kültür / Sanat / Tarih / İçimizdeki Şairler / Adını "Sen" Koydum
|
: 25 Aralık 2009, 22:50:46
|
Adını "Sen" Koydum
Soğuk kaldırımların üstündeyim Tepemde gücü kendine zor yeten sokak lambası Küçük çakıl taşları arayan ayakkabılarım Fakir ayaklarımın bastığı çelimsiz güz yaprakları
Eşini kaybetmiş arayan bir karga Islık çalarak geçiyor kanatları üstümden Bir tek ben mi kalmışım? Oysa gariptir, ruhumun bile kalbi vardı Çokta değil, bundan biraz önceydi... Sen başımı okşuyordun, oturduğum o hayali bankta Ben gökyüzünü senin yüzüne benzetiyordum bulutlarla bir olup Bir göz açma-kapama seansında başım yaslandığım taştan düştü kenara Hayal kurmayı bırakıp bir sigara yaktım...
Bazen öyle geliyor ki; Elinden tutup götüreyim seni kendi şehrime Gün çok güzel batıyor benim yüksekliğimde Elimi uzatıyorum sana! Ellerin siliniyor... Başımı kaldırıp yüzüne bakayım diyorum! Çehren kayboluyor önümden... Biraz sonra da kalkıp gidiyorsun silik silik... Başımı çevirip arkama bakıyorum! Gölgen kayboluyor ayakuçlarından tutarak... Gitme diyorum! Gitme!!!
Bir sonbahar oluyor sonra gözlerim Rengi atık bir kahverengi bürüyor, ıslak ıslak Ayağa kalkıp attığım ilk adımda önüme düşüyor yüzün. Ucu yanmış bir resim oluyor sonra... Daha da yanıyor, parmaklarımı yakıyor. Tırnaklarımdan saçılıyor ihtiras Kayıp gökyüzünü okşuyor ellerim Gök gülümsüyor bana senin yüzün olup. Bir damla yaş düşüyor önüme. Başımı eğiyorum, iki, üç, dört... Gözyaşların bir sel oluyor akıyor Bir beni ıslatmıyor, okşayarak düşüyor. Eşlik ediyorum gözlerimle.
Sonra karanlıkta bir ceren vuruluyor Bir çiğ düşüyor üstüne 2 karga çöküyor başına Bir yığın oluyor rüzgârda hüsran. Bir adam çığlık atıyor içimde Bir kadın seviyor beni bir yerde Bir ellerin oluyor avuçlarımda Bir yeni düşmüş damlalar Bir ağlıyor gözlerim, Bir ağlıyor gözlerin...
Soğuk öpüşlerin başlıyor sonra İlk esen rüzgarla geliyorsun Karşıma dikilip gülümsüyorsun Tereddütsüz sarılıyorsun Dudaklarıma değdiriyorsun dudaklarını Bir şehvet olup dudaklarımı ısırıyorsun Tırnaklarını sırtıma batırıyorsun Arada adımı fısıldıyorsun Şehir ağlıyor bize
Bir bütün oluyor ruhlarımız Göğe yükselip kayboluyoruz... Bir beni kaybediyorsun kendinde Koca bir şehri kaybediyorsun...
Ve ben gözlerimi yine o hayali bankta açıyorum Tam arkama döndüğümde kayboluyor gölgen İki kelime düşüyor dudaklarımdan. Gitme diyorum! Gitme...
Anıl ŞİMŞEK 23.10.2009 20:52
|
|
|
|
|
|